BAHÇELİ HIRLIYOR! (Mehmet Güzel)

Yürüyen cenaze Devlet Bahçeli sağa sola saldırıp tehditler savurmaya devam ediyor. Diş göstermek istiyor ama ağzında göstereceği diş yok! Yine de hırlamaya ve tehditlerle varlık göstermeye çalışıyor. Bunu yaparken arabesk mesajlar vererek yapmaya çalışıyor. Bir gün Ferdi Tayfur’un arabesk şarkısı eşliğinde video çekip yayınlıyor, başka bir gün yüzük gösteriyor, daha başka bir zaman tabanca hediye alırken çekilmiş görseller paylaşıyor. Yani tam bir ergen genç halleri!

Anlaşılan bunlar da yetmemiş olacak ki daha ileri adımlar atmaya başladı. Özel Harp Dairesi ziyareti yapıp Daire Başkanı ve yanındaki diğer resmi yetkili kişilere el öptürdü ve bunları özellikle insanların gözlerine soktu. Ardından kendisi ve elinin altında beslediği çete lideri bozuntusu Alaattin Çakıcı Suriye’nin kukla terör örgütlerinin liderleriyle masada kamalı görüşmeler yaparak bunları da özellikle medyaya servis ettiler.

154 kişilik isim listesi yayınlayarak ‘sizleri yakın takip altında tutuyoruz, günü gelince harekete geçeceğiz’ diyerek tehditte bulundu. Eski “Suç İşleri Bakanı” Süleyman Soylu’nun hazırlamış olduğu AKP’nin pis işleriyle ilgili dosyayı elinde AKP’ye karşı bir koz olarak kullanıp AKP’ye karşı elinin ne kadar güçlü olduğunu göstermeye ve buna karşı iktidarda daha fazla etkili olmaya çalışıyor.

MHP tarihi boyunca boğazına kadar suça bulaşmış bir partidir. Yasal olarak kurulmuş ama hiçbir döneminde yasal sınırlar içinde kalmamış, her zaman yasa dışı ve gayrı meşru her pisliğin içine batmış bir harekettir. Uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılığı, cinayet, gasp, fuhuş, mala çökme… Suç ve pislik namına ne ararsan MHP’de var. Aslında sadece MHP’de değil, bütün sağ ve faşist örgütlerde bunlar var. Bu cenah her zaman devlet olanaklarını kullanarak, iktidarda olmasa da “vatan-millet-bayrak-ezan” edebiyatıyla her türlü haltı yiyorlar. Hepsi kırk haramiler ve birbirlerini iyi bilirler. Devlet olanaklarının tümü ve yasalar onlardan yana son noktasına kadar esnetildiği halde bu yasallık onlara yetmiyor. Hepsi yasadışı ve gayrı meşru bütün suç alanlarında buluşuyorlar. Türkiye’deki bütün Mafya örgüt liderleri ve adi suç mahkumları iktidarın bu en yetkili kişilerle birlikte çalışmışlar. Devlet tarihi bunlarla doludur; Çatlılar, Ağarlar, Yeşiller, Pekerler, Çakıcılar… Devletin resmi soygun, talan, cinayet ve soygunları yetmiyor bir de Mafya örgütleri eliyle yasallık ve meşruluk sınırları dışında bunu daha ileri boyutta yapıyorlar. Hatta bu haydutluğu uluslararası boyutta ve devlet eliyle gerçekleştiriyorlar. Ben boşuna bu devlete “haydut devlet” demiyorum. Haydutluğu, Devlet resmiyeti altında hem ulusal hem de uluslararası hukuk ve yasa tanımadan her türlü alanda suç organizasyonları yapmaktan geliyor.

Hepsi birbirini çok iyi biliyor ve hepsi de boğazlarına kadar suça batmış durumdadırlar. Bu nedenle hiçbiri diğerinin kuyruğuna basamıyor. Hepsi suçta ortaklaşmış durumdadırlar.

AKP ve MHP şu anda iktidarda olsalar da her ikisi aslında iktidardaki son günlerini yaşadıklarının farkındalar. Çöküşte olan her hareket dağılmaya mahkumdur. Bunlar da çöküşte olduklarının ve her ikisi ilk seçime kadar birbirlerine mahkum olduklarının farkında olarak iktidarda olmanın nimetlerini son kırıntısına kadar kullanmaya çalışıyorlar. Hatta iktidarı ele geçirmiş ve Siyasal İslâmî faşizmi ikame etmişken ellerinden geldiği kadar bu iktidarı terk etmemenin arayışı içindedirler.

Tehditler, hırlamalar, arabesk mesajlar, silah göstermeler, sarkık bıyıklı Özel Harekatçılara el etek öptürmeler, Suriyeli terörist örgüt liderleriyle boy göstermeler sadece birbirilerine yönelik değildir, asıl olarak bu halka karşı yapılmaktadır. Birbirlerine karşı yaptıkları, paçalarından akan pisliklerin ifşa olmasını sağlıyor. Ama halka karşı yaptıkları esas olarak bizi ilgilendiriyor.

Ey müptezeller, tarih boyunca bu halka zulüm adına elinizden geleni yapmaya çalıştınız. Gün geldi, Devrim mücadelesinin yüksek olduğu dönemlerde yaptıklarınızın karşılığını bu halk ve halkın evlatları olan devrimciler misliyle size ödetti. Siz kendinizi Devlete yaslayarak ve Devlet imkanlarıyla saldırırken bu halkın evlatları olan devrimciler ise sadece haklılıklarına ve kararlılıklarına yaslanıyorlardı. Sürü halinde saldırmakta, Devletin bacakları arasında saklanmakta ve ödül olarak pis Mafya işleriyle beslenmekte mahirsiniz. Sizin Ülkü’nüz ne vatan, ne bayrak ne de ezandır; sizin Ülkü’nüz pis para ve talandır!

Tarihiniz boyunca bu halka karşı yaptığınız zulüm bu halkın mücadelesini yok edemedi. Sizin bu zorba hakimiyetiniz olduğu sürece size karşı halkın direnişi de devam edecektir. Ve bu mücadele sizi o tahtınızdan alaşağı edecektir!