Mihrac Ural
11 Haziran 2024, 16:54 | Ülke
DİN MÜFREDATI VE KAYYUM (Mihrac Ural)


Türkiye’nin gündeminde ilginç olaylar cereyan ediyor. Bu gelişmelerin önde duranı Meral Akşener’in Erdoğan’la buluşma isteği ve buluşması gösteriliyor. Oysa gerçek güncel sorunlar çok farklıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı müfredatın yeniden düzenlenmesi ve Kayyum olayı, güncel sorunların ana maddeleridir.
Akşener’in Erdoğan’la görüşmeye koşturması, gündeme gelen ve basında yer alan ‘kimi talepler’ için asla değildir. Akşener ne oğlunun Paris Büyükelçisi olma ne de kendinin Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı olma gibi taleplerle bu görüşmeye gitti. Görüşme talebi Akşener’den geldi, o da İYİ Parti başkanlığından düşünce zaten uzun zamandır Erdoğan’a karşı beslenen yakınlaşma için fırsat doğmuş oldu. Bu fırsat bugün için görüşmeyle noktalandı. Akşener Erdoğan’a karşı amansız bir muhalif olmadığını, koşullara dayalı olarak ileride olası siyasal değişimlerin gündeme gelmesiyle çok şeyin yerli yerine oturacağını dile getirdi. Bunlar arasında azılı Kürt düşmanı olan Akşener, şu an hiçbir sonuç ortaya çıkmasa da verdiği mesaj “aynılar aynı yerdedir” mesajıdır. Bu görüşmeye bundan öte bir anlam yüklememek gerekir. Erdoğan açısında ise bu görüşme 31 Mart seçim sonrası ortaya çıkan durumu örtmek, dikkatleri başka yöne çevirmek üzere kullanılacak bir veriden ibarettir.
Erdoğan bu görüşmeden çok önemli bir sonuç alamayacaktır. MHP temel direğine bir saygısızlık asla yapmayacaktır. MHP’nin AKP’yle değişik boyutlarıyla sürdürdüğü anlaşma hala güçlüdür ve seçim sonuçlarında görülen ikinci parti olma özelliği bu dayanışmayı çok daha etkin kılacaktır. AKP seçimlerde geriledikçe, MHP‘den ayrılma değil, bir arada daha sıkı olma yönüne kayacaktır. AKP zayıfladıkça daha etkin olarak MHP’ye yönelecektir. Seçim sonuçları dikkatlice incelenirse AKP gerilemesine rağmen MHP oy oranlarını korudu. Cumhur İttifakı oy aktarmaları MHP’nin AKP’ye verdiği desteğe bağlı olarak şekillenmiştir. MHP öyle sanıldığı gibi dev bir sarsıntıya uğramamıştır. Önde duran, bir Bakanlık ya da üst düzey yetkili olma durumunda bulunmayan MHP, AKP için her zaman gerekli bir dayanaktır. Evet MHP ciddi sorunlar yarattı. Ateş’in katledilmesi, Süleyman Soylu fecaati ve diğer basına yansıyan meseleler ciddi sorunlardır. Ancak Erdoğan’a göre, iktidarın ayakta durması için MHP’nin sağladığı imkanlar çok önemlidir. Erdoğan bu konuyu örgüt toplantılarında açıkça savundu ve “yolumuza aynen öyle devam edeceğiz” diyerek de noktaladı.
Erdoğan, ortamın Akşener’le ilgili olmasını, güncel siyasal basını meşgul etmesini isterken hayati öneme sahip olan başka bir uygulamayı halka yutturmaya çalışmaktadır. O da Milli Eğitin Bakanlığının ortaya koyduğu “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”dir. İşte Türkiye’nin en güncel sorunu da budur. Bu soruna eklenecek “Kayyum” olayı var ki ne Akşener görüşmesi ne de başka bir şeyin önemi bunlardan önce gelir.
Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı yeni müfredat program taslağında hangi derslere kaç sayfa ayırdı, bunu görelim;
“Hayat bilgisi 84
İlkokul Türkçe 228
Fen Bilimleri 234
İnsan Hakları ve vatandaşlık 30
İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük 77
Biyoloji 88
Fizik 114
Kimya 113
Felsefe 67
Tarih 76
Din Eğitimi Toplam 512”
Akıl almaz bir tarzda din dersleri 512 sayfayla diğer tüm derslerden öne geçmiş bulunmaktadır. Din dersleri denilen olgu bundan 1445 yıl geriye gitmek demektir. Hiçbir kaidesi yenilenmeyen, hiçbir kuralı dokunulmayan din dersleri bugün için sadece Erdoğan’ı iktidarda tutmak demektir. Dünyanın ilerlemesi, yapay zekanın egemen olma eğiliminin gündeme gelmesi, tüm ülkeler ve milletler için ders olarak okutulmaktadır. 1445 yıl önceki din kuralları inanç olarak kişinin kendisi ve Allah’ı arasında bir bağ olarak kabullenilse de bunun fen derslerinden daha fazla sayfalarla öğrencilere okutulması cinayettir. Bu din derslerinde en önemli kural, egemen olanın her ifadesine, her yaptığına evet demek anlamındadır. Şu an 31 Mart’ta ikinci parti düzeyine düşen AKP, demokrasilerde ikincil olanın yönetememesi kuralınca artık iktidar olamayacağını göstermektedir. Ancak dinen bu kural geçersiz sayılacak ve iktidarda olanın egemenliği sürdürülecektir. Yani demokrasi, hak ve hukuk böylece lağvedilecektir.
Buna Kadın Haklarını ekleyelim, burada akılların durmasına yol açacak sonuçlar görülecektir. Kadın Hakları diye bir bahis söz konusu olmayacaktır. Erkek karısını dövecek ve eve kapatacaktır. Miras olayı ise hiçbir adalete sığmayan paylaşımlara götürecektir. Kadın mirastan yarım hisse sahibidir. Mirastan yarım hisseyle ayrılan kadın mahkemede şahit olarak bile dinlenemez. Bunun gibi binlerce olayda haksız ve pervasız süren algılarla, öğrencilerin beyni yıkanacaktır.
Erdoğan’ın, Cumhuriyeti yıkmak üzere giriştiği bu hareket, hala tüm tehlikesiyle ayan beyan ortadadır. O, geliştirdiği müfredatla Cumhuriyet’i yıkarken kurmaya çalıştığı İslam düzeni, Türkiye halkları tarafından, 31 Mart seçimlerinde elinin tersiyle itildi. Erdoğan, son oyunlarını oynamaktadır. Bunlardan sonuç alamayacağını görmektedir. Bu gidiş onu MHP’ye daha da tutsak kılmakta, Akşener gibi mevta güçlerden de örtü almaktadır.
Bu arada üzerine durduğu ve “arkası gelecek” diye vurguladığı Kayyum dayatması: hiçbir yasaya dayanmayan haliyle, Kürt halkının önderliğinde tüm ülkede yasal kapılar zorlanarak bu dayatmaya karşı durulmaktadır. Kürt halkı temsilcilerinin kayyuma karşı parlamentoda gösterdiği direniş, hala Hakkari’de devam eden direnişle boyutlanıyor. Erdoğan, bin bir yolla dikkatleri başka yöne çevirse de Kayyum, demokrasi düşmanı bir uygulamadır. Bu ister Hakkari’de olsun ister başka bir yerde olsun tüm ülkeyi bağlayan bir anti-demokratik, karşı çıkılması zorunlu olan bir yaptırımdır. Kürt halkı Kayyuma karşı tüm halklar adına ve onların öncüsü olarak direnmektedir. Bizlerin de bu sürece katılması gerekli ve zorunludur.
Bugün ülkede geçerli olan sorunların başında bu iki sorun yer almaktadır. Bir tarafta Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı din müfredatlı yaklaşımı ve Erdoğan’ın azgınca dile getirdiği Kayyum çabalarıdır. Bu iki sorun, başka sorunlarla örtülmek istense de örtülemez. AKP iktidarının ülkede yok edilmesi gereken rejimi, güncel sorunların çözümüyle gerçekleşecektir. Ülkenin güncel olduğu kadar önemle çözümlenmesi gereken sorunu da budur.
Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
