Atak Logo

Atak Menü

Meral Dersim

Meral Dersim

27 Haziran 2025, 19:43 | Ülke

SİVAS KATLİAMININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ (Meral Dersim)

AKP yıllardır seçim kazanır bizler ise her seçim sonrası hüsrana uğrar, nedenleri üzerinde düşünür, birkaç ay bunun yasını tuttuktan sonra kendini sürekli tekrar eden bu yönetimin insafında yeni seçim dönemini bekleriz. Oysa AKP’nin seçmeni kazanmak için anlaşılır kısa cümleleri vardır. Emekliye ikramiye, memura zam, çocuklara çanta, yoksula makarna gibi… 

 

Bunun gibi onlarca örnek verilebilir ancak sözü uzatmamakta fayda var. Halka ulaşmanın yolu, retoriğin anlaşılmazlık kalıbını yıkmaktır, elbette estetizmden uzak olmadan. Ancak halka seslenme yönteminin akademik kaygılar olmadığını da göz önünde tutarak. Yani sözü, sözün anlaşılacağı şekle sokarak. 

 

Osmanlı vergi tahsildarlarının halkı sömürmek için uyguladığı baskıyı anlatmak için Dadaloğlu şu ifadeyi kullanmıştı hatırlayalım; 

 

“Şalvarı şaltak Osmanlı, 

Eğeri kaltak Osmanlı 

Ekende yok, biçende yok  

Her şeye ortak Osmanlı” 

 

Oldukça ahenkli ve özetleyici. Bugünkü iktidarın beslenme kaynağı olan Osmanlı anlayışını ve Alevilere uyguladığı zulümleri de bu sözlerle kınamış olalım. 

 

Sivas’ın yarattığı travma zaten okunacak bir kaynaktan ziyade hafızamızdaki canlı bir görüntüdür. Yakılan bir otel çevresinde “kafirlere ölüm” sloganı atan, masum olmayan bir halk ve bir aksiyon filmi izler gibi onlara eşlik eden jandarma!.. 

 

Öte yandan “otel çevresindeki halkımız güvendedir” diye açıklama yapan bir kadın Başbakan! İşte, ‘dünyayı kadınlar yönetmelidir’ şeklindeki absürt, temelsiz yaygın ifadelerin bir zemininin olmadığına dair bir örnek. Yönetimde esas olan cinsiyet değil anlayıştır, yeri gelmişken bunu da söyleyelim. 

 

Aleviler devletsiz yaşamış bir toplumdur. Aleviliğin standart bir tanımının olmaması bahanesi ile hak sahibi olunmaması yönünde bir ilişki geliştiren iktidar ve yandaşlarının propagandası da oldu bu standartlaşmama. ‘Aleviliğin tek bir tanımı yok, tek bir Alevilik yok’ diyerek herkese mavi boncuk dağıttıkları dönemde “AKP’li demokratlar” bu süreçte böyle bir bahaneye sığındılar. 

 

Tarih boyunca devletsizlik nedeniyle sözlü kültürün egemen olduğu ve Aleviliğin pratik olarak ve farklı mekanlarda farklı etnisitelerinin kültürüyle harmanlandığı yerde standart bir tanım yapmak zaten gereksizdir. 

 

Bugün Alevilik ile ilgili tartışmalar, tanımlar elbette yapılıyor, araştırılıyor ancak onun standartlaşması da bence tehlikeli ve çeşitliliğine darbe olur. Çünkü kalıplaşmak sıkışmaktır, ölmektir. 

 

‘Aleviliğin Cumhuriyetle kurtuluşa erdiği’ söylemiyle milliyetçiliği aşmamış bazı sözde düzen karşıtı milli solcularca da hâlâ işlenmektedir. Bu da apayrı bir safsata. Bunlar en az iktidar kadar tehlikelidir. Hatırlayalım, Dersim raporlarında Aleviler için kullanılan ifadeleri. “Bir keçi için namusunu…” diye devam eden aşağılayıcı ifadeleri. 

 

Alevi olarak bizler bugün cenazelerimiz için dahi ihtiyaç duyduğumuz ibadet mekanlarından yoksunken, iktidar Çamlıca tepesine 63 bin kişilik muazzam kapasiteli bir cami bindirmiş, bindirmeye de devam etmektedir. Bizler cenazelerimizi dahi yıkayacak mekân bulamazken bunlar süslü ibadet alanları yaparak adeta ayrımı ayyuka vardırmıştır. Ancak bazılarına sorarsanız bu ötekileştirmeye rağmen ne solcudur ne sağcı! Bunlar genelde düzenle uyumlu sosyal demokratlarımız olup bilgi birikimlerini halkı yanıltmak için kullanan ustalarımız! 

 

Elbette iktidarın amacı bellidir, bunu dert edinenler tarafından çokça ifade de ediliyor. Ancak esas sorun, laikliğini sürekli gündeminde tutan ve artık kısmetse bir gün Akp’nin yerine geçeceğini söyleyenlerin Alevilere yaklaşımı ve samimiyetidir. 

 

Mesela, muhalif basın Aleviler için çok çalışıyor!  

 

Siyaset dışı programlarda bağlama çalan tatlı insanlar yayımlıyor. 

 

Yılbaşı eğlencelerinde müziğimizi kullanıyor daha ne yapsın! 

 

Şu güne dek Alevilik sorunu başlığı altında yayınlar yapan, kitlesel izleyici olan bir basın organını henüz göremedik. 

 

Öte yandan AKP döneminde yaygınlaştırılan ve adeta özel okullara dönüştürülen İmam Hatip’lerin giderek yaygınlaşması Alevi öğrencilere seçeneksizliği dayatmaktayken bu konunun özel bir başlık altında ele alınarak kınandığını, mitinglerle işlendiğini de görmedik! 

 

Dediğimiz gibi Aleviler devletsizdir, oya dönüşecek mevcudiyetleri dışında sistem partileri için gerçekten önemsenmemektedir. Bu konuda küçük çapta imkanlarıyla yayın yapanlar istisna. 

 

Bugün ana muhalefet dışında, bu konularda yetkin olan kurumlar dahi din derslerine öğrencilerin gönderilmemesi yönünde sembolik bir çağrı dahi yapmamaktadır, bu durum bu konuda bilinçsiz bir eksiklik değil sistemle uyumlu olma tercihidir. 

 

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki Sivas katliamı nostaljik bir acı değil güncel ve potansiyel bir kaygımız olmalıdır. Bu konuda cihatçıların, komşu ülkemizde aynı mezhepten olan insanlarımıza uyguladığı vahşet bunun bir kanıtı ve barbarca bir örneğidir. 

Paylaş:

Yorumlar (0)

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!